Street Fighter Türkiye Fan Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Street Fighter Türkiye Fan Sitesi

Street Fighter hakkında dosyalar, haberler içeren Street Fighter Türkiye Forumu.
 
GirişGiriş  AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kahramanmaraş

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
blackwaterpark
Admin
Admin
blackwaterpark


Karakter : кєη мαѕтєяѕ
Ruh Hali : Agresif
Mesaj Sayısı : 234
Rep : 0
Kayıt tarihi : 08/11/09

Kahramanmaraş Empty
MesajKonu: Kahramanmaraş   Kahramanmaraş EmptyÇarş. Ekim 20, 2010 9:02 pm

Savaş Hazırlığı:
Türk Bayrağı'nın Kahramanmaraş kalesi'ne çekilmesinden sonra gerginlik iyice arttı. Savaşın patlak vermesi an meselesi idi. Fransızlar, hazırlık yaparken, Türkler de kendi aralarında öbek öbek toplanmaya ve fikir alışverişinde bulunmaya başladılar.
Veziroğlu Mehmet Alpaslan'ın evinde bir toplantı yapıldı. Kahramanmaraşlıların düşmanla savaşa teşkilatlandırılmasının biride burada sağlandı. Kahramanmaraş'ın ileri gelenlerinden Veziroğlu Mehmet, Sandal Osman, Cerrahoğlu Zekeriya, Başkatip Rıza, Karcı Hacı, Kocaoğlu Evliya, Veliefendioğlu Ziya ve Hocaoğlu Nuri'den oluşturulan 8 kişilik temsil grubu doğrudan Sivas Heyet-i Temsiliyesi ile ilişki kurma hazırlıklan yaptılar.
Ayrıca, Kahramanmaraş'ın Hatuniye, Şekerli, Bayazıtlı, Kayabaşı, Divanlı, Acemli, Ekmekçi, Dereiçi mahallelerinde de toplantı yapılarak teşkilatlanma çalışmaları başladı. Bu teşkilatlandırma çalışmaları iyi bir düzene sokularak "Maraş Müdafa-i Hukuk Cemiyeti" kuruldu.
Cemiyet üyelerine savaş taktikleri öğretilerek, savaş sırasında neler yapılacağı, nasıl hareket edileceği üzerinde bilgiler verildi. Teşkilatlanma hazırlığı tamamlandıktan sonra savaş harekatına geçmek için Sivas Heyet-i Temsiliyesi'ne başvuruldu.
Sivas Heyet-i Temsiliyesi, o zamanlar da merkez karar organı durumunda idi. Sivas Heyet-i Temsiliyesi, savaş için Yüzbaşı Kurtoğlu Salim Bey ile Üsteğmen Kılıç Ali Bey'i görevlendirdi. Kahramanmaraş'ta savaş hazırlıkları tamamlandı. Herkesi heyecanlı bir bekleyiş sardı. Her an şehit olma, yok olma durumunun yanında sevinç, gözyaşı ve savaşın kazanılması gibi düşünceler yoğunlaştı. Kahramanmaraşlılar'ın azim ve kararlılığı sevincin en güzel örneklerinden biri idi.
Savaşın Başlamas
ı:
Fransız işgal komutanı General Kuerette 1500 kişilik bir birlikle Kahramanmaraş'a geldi. (6 Ocak 1920) Kahramanmaraşlı Türkler, işgal komutanı ve askerlerin gelişini protesto ettiler. Bu arada Fransızlar İslahiye'ye bir birlik daha göndererek Kahramanmaraş Yolu'nu güvence altına almaya çalışıyorlardı. Fransızlar'ın İslahiye yolunu tutmak için gönderdiği askerleri, Kılılı Köyü yakınında Muallim Hayrullah Bey'in ve arkadaşlarının baskınına uğradılar. 30 Fransız askeri burada öldürüldü. Ertesi gün de, Bahçe'den Kahramanmaraş'a yardıma gelen Fransız birlikleri Türkoğlu'nun Ceceli Köyü'nü bastılar. Ceceli Köyü'nü yakıp yıktılar. Köy halkına büyük işkence ve zulüm yaptıktan sonra, Eloğlu'na (Türkoğlu) girdiler. Fransızlar, Ceceli ve Eloğlu köylerinde 22 kişiyi öldürdükten sonra küçük ve büyükbaş hayvanların hepsini yağmaladılar.Muallim Hayrullah Bey, etrafında topladığı çete grubu ile birlikte Eloğlu'nu kuşattı. Fransızlar Muallim Hayrullah'ın kuşatması sonucu şaşkına döndüler. Muallim Hayrullah Bey çeteleri ile Fransızlar arasında zorlu bir çatışma çıktı. Zor durumda kalan Fransızlar Kahramanmaraş'taki Fransız birliklerinden yardım istediler. Fransızlar, 12 Ocak 1920'de yardım için bir tabur askeri daha Gaziantep'ten Kahramanmaraş'a sevkettiler. Fransız yardım birliği, Sarılar Köyü'nde Kahramanmaraşlı ve Gaziantepli Kuva-i Milliyelerinin baskınına uğradılar. (13 Ocak 1920). Burada 50 Fransız askerin öldürülmesi haberi; Fransızlar'da huzursuzluk ve panik yaratırken, Kahramanmaraşlı Türkler üzerinde sevgi ve coşku yarattı. Araplar ve Sarılar baskınları Fransızlar için büyük bir darbe oldu. Araplar baskınını gerçekleştirme de Pazarcık çetelerinin yardımı büyük oldu. Kahramanmaraş-Gaziantep yolunun kapanmasından endişelenen ve Pazarcıklılar'a bozulan Fransız komutanı, bir tabur askeri Kahramanmaraş'tan Pazarcık üzerine gönderdi. Fransız askerleri bu defa da Aksu Köprüsü'nün yakınındaki dere yamacında, Pazarcıklı Yakup Hamdi ve arkadaşlarının baskınlarına sahne oldu. TürkIer'in bu yoğun baskınları sırasında darmadağın olan Fransız birlikleri perişan bir halde Kahramanmaraş'a doğru kaçarlarken bu defa da Tomsuklu yakınlarında Hüseyin Efe ve arkadaşlarının baskınlarına uğradılar. Fransız Birliği'nin yarısı öldürüldü. Yarısı da güç bela Kahramanmaraş'taki birliklere kaçarak sığındılar. (19 Ocak 1920).Bu arada, Doktor Mustafa Bey komutasındaki Kahramanmaraşlı Kuva-i Milliyeliler Fransızlar'ın elinde tuttukları Yumurta Tepe'ye birkaç kez baskınlar düzenlediler. Fransızlar'ın yoğun makinalı tüfek ateşi sonucu, bu baskını durdurmayı başardılar ama Fransızlar önemli kayıplar verdiler. Kahramanmaraş'ın Nedirli köyünden Cennet Ali, yanındaki köy arkadaşları ile silahlanarak şehre geldiler. Mağralı Mezarlığı yanında (Şimdiki Kapalı Stadyum) 12 Fransız askeri ile karşılaştılar. Çatışma sonucu 2 Fransız askeri öldürüldü. Diğerleride kaçmak zorunda kaldılar. Ufak tefek yapısı olan Cennet Ali'nin cesur ve gözüpek olmasından ve teşkilat başkanlığı yapmasından dolayı Fransızların korkulu rüyası haline geldi. Cennet Ali ve arkadaşları Kahramanmaraş Çete savaşlarında önemli rol oynadılar. Fransızlar, bu baskınlar ve çete savaşlarının devamlı aralıklarla sürmesinden sonra ne yapacaklarını şaşırdılar. Son olarak Bertiz Kuva-i Milliye'si de Kahramanmaraş'a yardıma gelince, Fransız Generali Kueratta bir misilleme olarak hükümet konağını işgal etti. Kahramanmaraş Mutasarrıfını ve şehrin ileri gelenlerini tutuklattı. Türk jandarmasının biri de ateş sonucu yaralandı.
22 Günlük Kurtuluş Savaşı:
Kahramanmaraş'ta gerginlik son haddini bulunca Maraş Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Arslan Bey, halka silahlı savaşın başladığını duyurdu.
Alman Çiftliği, Amerikan Hastanesi, Seyran Bağları ve Mercimektepe'yi Fransızlar tamamen hakimiyetlerine aldılar.
21 Ocak 1920 Çarşamba günü, şehrin her tarafında karşılıklı silahlar patladı. Fransızlar Mercimektepe'den ve Ahirdağ eteklerinden şehrin önemli yerlerini makinalı tüfeklerle taradılar. Bir yandan da top ateşiyle çevre yollarını bombardıman ettiler. Savaş gece saat 21'e kadar devam etti. Ancak her iki tarafta kesinbir üstünlük sağlayamadı.
22 Ocak 1920 Perşembe günü, çatışma bombalama, bir öncekine nazaran az oldu. Kahramanmaraşlılar'ın duruma hakim olma haberleri ortalığa yayıldı. Akşam üzeri de Fransızları yoğun bir ateşe tuttular.
23 Ocak 1920 Cuma günü, Gaziantep'ten Kahramanmaraş'a gelen bir düşman kolu pusuya düşürülerek bir kısmı imha edildi. Bir kısmı da esir alındı. Pazarcık Kuva-i Milliye'sini yöneten Kılıç Ali Bey'de emrindeki arkadaşları ile birlikte Pazarcık'tan Kahramanmaraş'a gelerek yönetimi devraldı. Fransızlar bu durum karşısında şaşkına döndüler. Kahramanmaraşlılar'ın bu tutumları karşısında çaresiz kalmalarını anlayınca daha önce tutukladıkları Mutasarrıf Cevdet Bey'i salıverdiler.
24 Ocak 1920 Cumartesi günü, Fransızlar, Gaziantep'ten Kahramanmaraş'a acele olarak bir yardım konvoyu gönderdiler. Ancak, bunu haber alan Pişkinzade Ali Rıza Bey ve emrindeki çeteler, Fransızları Karataşlık'ta pusuya düşürerek darmadağın ettiler. Kahramanmaraş'taki Fransız birliklerine getirilen malzeme ve yiyeceklere el konuldu.
25 Ocak 1920 Pazar günü, mahalle çatışmaları devam ederken, Pazarcık, Bertiz, Nedirli köylerinden grublar halinde çeteler, Kahramanmaraş'a yardıma geldiler. Fransızlar'ın birkaç kez tekrarladıkları saldırılar sonuçsuz kaldı. Fransızlar gece ışık görülen pencerelere haince ateş etmeye başladılar. Şiddetli karakışta savaşla birlikte aman dinlemiyordu. Çok soğuk olan bu günde buruk yüzler, heyecan dolu gözlere uyku girdirmiyordu artık.
26 Ocak 1920 Pazartesi günü, Evliya Efendi ve Kuvvetleri Abarabaşı ve Şekerdere'deki Ermeni evlerini tamamen yıktılar. İçerisindeki Ermenileri de esir aldılar. Evliya Efendi ve arkadaşlarının bu tutumları Fransızlar'a göre bir kabus oldu.
30 Ocak 1920'de Tekke Kilisesi kuşatıldı. Bombacı Ahmet, bakır sürahisinin içerisine sıkıca yerleştirdiği nal parçaları, çivi ve barut'u fitil sayesinde ateşleyerek kiliseye attı. Dışarıya çıkan Ermeniler'de esir edildiler. Savaş iyice şiddetlendi. Ermeniler de sokaklara baskınlar düzenleyerek kadın, çoluk çocuk herkesi acımasızca katletmeye başladılar. Donmuş kar üzerinde sokakta kalan çocukların bir kısmınında soğuktan öldükleri görüldü.
2 Şubat 1920'de şehrin çok yanını Fransızlar ateşe verdiler. Mahalle ve sokak aralarındaki 3-5 kişilik grublar, düşmanlarla kıyasıya kama, balta ve satırlarla çatışmaya başladılar. Kadınlann çığlıkları, çocukların ağlamaları, savaşla birlikte dondurucu soğukların etkisi tüm yürekleri dağlayan ayrı bir yara idi. Bu arada Fransız askerleri ellerine geçirdikleri kişileri kadın, çoluk, çocuk ve yaşlı demeden acımasızca işkence ve zulüm ederek katlediyorlardı.
6 Şubat 1920'ye kadar şehir içi çete savaşları bütün şiddeti ile devam etti. Her sokak arasında 3-4'er kişilik sokak muharebeleri olağan hale geldi. Hemen hemen her sokak ve mahalle aralarında cesetlere rastlanır oldu. Barut, yangın, ceset kokusunun yanında iniltiler, bağırışmalar, sızlanmalar şehrin havasını büsbütün karartmıştı. Kahramanmaraş'ın ve Kahramanmaraşlılar'ın üzerine adeta bir karabulut gibi hüzün ve kabus kaplamıştı. Çaresizlik içerisinde kalan Kahramanmaraşlılar bir yandan acımasızca olagelen savaş, bir yandan da karakış soğuğuna karşıda olsa ümitlerini yitirmediler. Belediye Dairesi, Mevlevi Dergahı ve Türk dükkanlarının çoğu Ermeniler tarafından ateşe verilerek yakıldı.
Kuva-i Milliyeciler çocukların yakın köylere taşınmasını söylediler. Halkın bir kısmı çocuklarını çevre köylere koymak için yola koyulunca, halk arasında bir de panik koptu.
6 Şubat 1920'de Bertiz ve Yenicekale çeteleri düşman kışlasını kuşatarak ablukaya aldılar. Fransızlar'a yardım geleceği haberide ortalığa yayıldı. Bu sırada üsteğmen Hamdi Efendi ve süvari bölüğü komutanı Kamil Bey'de şehre geldiler. Tuzhan, Türklerin eline geçti. Hırlak Avadisin evi Mıllış Nuri tarafından yakıldı. Mıllış Nuri'de Ermenilerle savaşırken şehit edildi. Kırklar Kilisesi'de çeteler tarafından yakıldı.
7 Şubat 1920 günü Albay Normand komutasındaki 300 kişilik Fransız birliği yardım için Erkenez çayı kenarına gelerek karargah kurdular. Yanlarında getirdikleri 4 adet topla şehri bombalamaya başladılar. Bir yandan da Mercimektepe'den şehri bombalamayı sürdürüyorlardı. Şehir tamamen iki top ateşi arasında kalmıştı. Diğer yandan da Fransız Askeri Kışla'sından da destek sağlanıyordu. İslahiye'den gelen Fransız Birliği'ne Yörükselim Bey ve müfrezelerinin karşı koymalarına rağmen, Fransızlar pek etkilenmediler.
İki ateş arasında kalan Kahramanmaraşlılar, çocukları ve hastaları çevre köylere taşımaya başladılar. Halk dilinde bu duruma "kaç kaç" diye söylenir. Maraş Müdafa i Hukuk Reisi Arslan Bey, geri çekilmenin şehirde büyük bir katliama sebebiyet vereceğini ve yolun Sivas'a kadar açılmasının sebebiyet vereceğini söyleyerek, direnmenin devam etmesini ısrarla söyledi.
9 Şubat 1920 günü Fransızlar şehri aralıklarla tekrar bombalamaya başladılar. Şehrin çok yerini yakıp yıktılar. Şehirdeki halk arasında açlık ve kıtlık tehlikesi de başgöstermeye başladı. Kılıç Ali Bey ve emrindeki çeteler Kümbet Kilisesi'ni ele geçirerek, Ermenilerin bazılarını da esir aldılar.
10 Şubat 1920'de Kahramanmaraş'ın ileri gelenleri, Doktor Mustafa ile bir toplantı yaparak; "soykırım olabileceğini, teslim olmaktan başka çare kalmadığını" belirttiler. Doktor Mustafa da şehrin bazı ileri gelenlerine ve halka bu duygularından vazgeçmelerini ve direnmelerini söyledi. Doktor Mustafa'ya göre; er geç Kahramanmaraşlılar başarıya ulaşacaktı.
Bu sırada Fransızlar'da Kahramanmaraşlılar'ın bu büyük dirençleri ve karşı koymaları karşısında iyice ümitsizliğe düştüler. Fransızlar'da çaresizlik içerisinde şehri terketmeyi düşünüyorlardı. Aynı gün Doktor Mustafa, yanında emir eri olduğu halde, Amerikan Koleji'ne gelerek General Kueratte ile görüştü. Görüşmeden sonra geri dönüşünde emir eri ile birlikte Ermeniler tarafından Alman Hastanesi yakınında pusuya düşürülerek şehit edildi. Doktor Mustafa'nın şehit edilmesi, şehrin hemen her yanında anında duyuruldu. Doktor Mustafa'nın şehit edilmesi haberi Fransızlar ve Ermeniler arasında adeta bir şok etkisi yaptı ve büyük bir panik yaşandı. Çünkü, Kahramanmaraşlılar'ın son anda topyekün Fransızlar ve Ermeniler üzerine yürüyerek heran büyük bir katliam yapabileceklerinden çekinmeye başladılar. Doktor Mustafa, Kahramanmaraşlılar'ın o anda lideri ve en sevilen kişilerin başında geliyordu. Fransızlar ve Ermeniler'de bunun şuuruna vardılar. Zaten, Doktor Mustafa'nın da Ermeniler tarafından katledilmesi, bardağı taşıran son damla oldu.
Fransız ve Ermeniler; Kahramanmaraşlılar'ın vatanından, milletinden, namusundan, bayrağından, dininden, kutsal kitabından hiçbir zaman taviz vermeyen, örf adet ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir toplum olduğunu anladılar.
11 Şubat 1920 gecesi Fransızlar ve Ermeniler, Kahramanmaraşlılar'ın bu durumlannı bildikleri için birden ateş keserek kaçma hazırlığı yaptılar. Aynı gece kim tarafından ateşe verildiği henüz kesin olarak bilinmemekle birlikte, Fransız askeri kışlası yanmaya başladı. Bununla birlikte içindeki cephaneler de ateş alarak yanmaya ve patlamaya başladı. Gece yarısı apar topar kaçmaya başladılar. Bu sırada Kahramanmaraşlılar da ışıkları söndürerek heran bir baskın olabileceğini düşünüyorlardı.
Nitekim, geceleyin sabaha karşı Fransız ve Ermeniler, bazı evleri ateşe vererek kaçmaya başladılar. Bunun üzerine bıçağını, baltasını, tabancasını, kazma ve küreğini kapan Kahramanmaraşlılar bunların peşlerini bırakmadılar.
12 Şubat 1920 günü sabaha karşı, şehir Fransızlar'dan ve Ermeniler'den tamamen temizlendi. Fransızlar İslahiye'ye kadar kaçtılar. Kaçamayan ve yakalanan 100 civarındaki Ermeni ve Fransız da Türkler tarafından esir edildiler.
22 gün 22 gece süren Kahramanmaraş Kurtuluş Savaşı 12 Şubat 1920 günü sabah namazı sularında resmen sona erdi. Artık savaş bitmişti. Bütün Kahramanmaraşlılar ve civar köylerden gelen binlerce vatansever, cefakar Kahraman-Gaziler sabahın erken saatlerinde şehrin merkezine toplanarak, sevinç gözyaşları içinde birbirlerine sarıldılar. Kucaklaştılar. Birbirlerine sarılarak sevinç gözyaşları ile herkesin adeta ağladığı görüldü. Kardeşliğin, birlik ve beraberliğin Türk gurur ve şuuru ile Islam ahlakının en güzel örnekleri burada sergilendi. İkramlar, sevinçler, saygınlık, sevgi, bağlılık, Türk örf adetleri ile millet sevinçten adeta coştu. Artık acılı günler geride kalmıştı. İnançlı, azimli ve şuurlu Kahramanmaraşlılar'a yan gözle bakan düşmanın gözünün her zaman oyulacağı söylendi. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü altın harflerle tarihe geçiren Kahramanmaraşlı sevincinin haklı gururunu yaşıyordu artık. Bu coşku ve sevgi yumağı öğle sonuna kadar artarak devam etti. AğıtIar yakıldı, türküler söylendi, folklorik yöre oyunları sergilendi. Evlerden halka ikramlar dağıtıldı.
O günden sonra her yıl 12 Şubat günü köylüsü ile mahallelisi ile hep bir olup el ele vererek kucaklaşma, sevinç, bayram yapılması gelenek haline getirildi. 12 Şubat Kahramanmaraş Kurtuluş Bayramı'nın devlet töreni ile de her yıl kutlanması kararlaştırıldı. Bu nedenle, her yıl 12 Şubat günü Türkiye'nin en görkemli ve muhteşem Kurtuluş Bayramı Kahramanmaraş'ta kutlanmaya başlandı. Kahramanmaraş Kurtuluş Bayramı'nın şehirde olduğu gibi bütün Türkiye'de de ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Maraşlılar'ın bu kahramanlıklanndan dolayı 1925 yılında T.B.M.M.'nin kararı ve Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın da onayı ile şehre Istiklal Madalyası verildi.

7 Şubat 1973'de de Maraş'a Kahramanlık ünvanının da verilmesiyle "Kahramanmaraş" adını aldı.
Kahramanmaraş'ın Kurtuluş Savaşı Kahramanları

SÜTÇÜ İMAM CENNET ALİ GÖZÜKARA
ÇAKMAKÇl SAİT M. ALİ KlSAKÜREK
ABDULLAH ÇAVUŞ BOMBACl AHMET
M. HİLMI DEDEOĞLU OSMAN EŞBAH
FATMALlLlOĞLU DERVİŞ ABDAL HALİL
OSMAN ERŞAN YÜRÜK SELİM
MÜMTAZ EREN MUSTAFA KUŞÇU
HAFlZ ALİ EFENDİ MUHİTTİN KARAKlZ
SAİT YALÇlN SENEM AYŞE
TEKEREKZADE AHMET MUALLİM HAYRULLAH
ZEKİ KARAKIZ ÇUHADAR ALİ
YUSUF ÇAVUŞ DOKTOR MUSTAFA
ŞEHİT EVLİYA ARSLAN BEY
MlLLlŞ NURİ KILlÇ ALİ
ARİF ŞIŞMAN VEZİR HOCA
ECZACl LÜTFİ ZÜLKADİROĞLU SÜLEYMAN
MAHMUT BEY ŞEYH ALİ SEZAİ
ABDULLAH BAYAZlT MUHARREM BAYAZlT
RAFET EFENDİ HASAN CAVUŞ
VE TÜM KAHRAMANMARAŞ HALKI...........

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN TELGRAFI
:
“Düşmanın taarruzuna karşı kahramanca silaha sarılan Maraşlı kardeşlerimiz yirmi güne yaklaşan bir zamandan beri kan ve ateşler içerisinde istilacı Fransızlara ve onların silahlandırdığı hunhar Ermenilere karşı savaşmakta idiler. 10-11 Şubat 1920 gecesi düşmanı İslahiye istikametinde firara mecbur ederek, mevcudiyet-i millilerini kazanmaya muvaffak olmuşlardır.”
Hey’et-i Temsiliye Adına
Mustafa Kemal

KAZIM KARABEKİR'İN TELGRAFI
:
“Maraş kahramanlarının Türklüğe has olan celadet ve fedakarlıkları neticesinde sevgili Bayraklarımızın yine Maraş üzerinde dalgalandığını haber almakta bütün Kolordum büyük sevinç duymaktadır. Öldünüz fakat Türklüğü öldürmediniz. Tarih-i Millimize kanınızla ve hayatınızla emsalsiz bir menkibe-i celadet yazdınız. Maraşlıların ve sizlerin alnınızdan öper, Kolordumun hissiyat-ı samimiyesini arzederim.”

15. Kolordu Komutanı
Kazım Karabekir


_______________________________________________________________________________________________________

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

_______________________________________________________________________________________________________


İngiliz İşgali

Kahramanmaraş'ın İngilizler Tarafından İşgal Edilmesi (22 Şubat 1919):
Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra istilacı itilaf devletleri harekete geçtiler. Ancak; Ingiltere ile Fransa arasında da anlaşmazlık çıktı. İki devlet arasındaki daha önce Syket-Picot antlaşmasına göre; Musul Fransa'ya verildiği halde, Ingilizler burayı zorla işgal ettiler. Hatta, 6 Aralık'ta Gaziantep'in Kilis ilçesini, 1 Ocak 1919'da Gaziantep'i işgal ettiler. Bu arada Ingilizler'in Kahramanmaraş'ı da işgal edeceği haberi halk arasında birden yayıldı. Yıldırım Orduları Komutanlığı'da işgalden bir hafta önce Kahramanmaraş'taki askeri komutanlığı'na bir telgraf çekerek tedbir alınmasını istemişti.
Kahramanmaraş'ın işgal edileceğini anlayan köylüler, Kahramanmaraş-Narlı arasındaki Aksu köprüsünü tahrip ettiler. Gaziantep'ten yola çıkan İngilizler, Aksu üzerindeki köprünün yıkılmış olduğunu görünce az da olsa paniğe kapıldılar. Yine de Akarsu üzerine dar ve küçük bir köprü kurarak Kahramanmaraş'a doğru ilerlemeye başladılar. Daha önce Suriye'ye göç eden Kahramanmaraş'lı ve Zeytun'lu Ermeniler de beraberlerinde taşkınlık ve şımarıklık içinde geliyorlardı. Şehirde bulunan Ermeniler'de bunlardan cesaret alarak taşkınlıklarını artırmaya başladılar. Kahramanmaraşlı yerli Ermeniler, Ingilizler'i şehrin güneydoğusundaki şimdiki Şeyhadil mezarlığının ilerisinde karşıladılar.
Nihayet, bando eşliğinde Ermenilerin de büyük taşkınlık ve desteğinde "Yaşasın Ingilizler, Yaşasın Ermeniler, Kahrolsun Türkler, Türkler'e ölüm" gibi naralarla 22 Şubat 1919'da şehre girdiler.
Yüzyıllarca Türk Yurdu olan Kahramanmaraş'taki bu olay karşısında, Türkler adeta kahroldular. Gururları zedelenmişti. Ama, Ermeniler'in taşkınlıkları arttıkça da Kahramanmaraşlılar iyice öfke ile doldular. Adeta yeleleri kabarmış arslanlar gibi her an karşı koyacak ve bunları dağıtacak gücü içlerinde hissediyorlardı.
Türkler, ençok Kahramanmaraş'lı yerli Ermeniler'in nankörlükleri karşısında kahroldular. Yıllarca Türk misafirperverliğinin, Türk geleneğinin, Türk adalet ve müsamahalığını onlara göstermişlerdi. Kahramanmaraş'lı pişirdiği bazlamasının ortasından bölerek, yarısını da Ermeni komşusu ile paylaşmıştı.
Kahramanmaraş'a gelen Hintli askerlerden oluşan Ingiliz birliği süvari alayı, bugünkü valilik binasının bulunduğu yere çadırlarını kurarak konakladılar. Ingiliz birliklerinin bir kısmı da şehrin kuzeyindeki Amerikan Koleji'ne (şimdiki Halk Eğitim Merkezi) yerleştiler. Nihayet Ingilizler Amerikan Koleji'ni karargah kurarak askerlerini bu koleje, Ahırbaşı kilisesine, Ermeni ve Katolik kiliselerine, Alman Çiftliği binalarına yerleştirmiştir.
İngiliz alayından yetkili ve görevli bir subay, Kahramanmaraş hükümetine gelerek, güvenliği temin amacıyla ve Mondros Mütarekesi'inin 7. maddesi gereği şehri işgal ettiklerini söyledi.
Şehrin ileri gelenlerinden Mutasarrıf Ata Bey'de "Kahramanmaraş ve çevresinde güvenliği bozan bir durumun halihazırda mevcut olmadığını" kendilerine söyledi.
Bu arada çevre köylerden gelen ayrılıkçı Ermeniler taşkınlık ve şimarıklıklannı devam ettiriyorlardı. Türkler'i sürekli olarak ihbar ediyorlardı. Her an büyük bir savaş patlak verebilirdi. Bunu bilen İngiliz komutanlar, yerli halkın hepsini karşılarına almak istemiyorlardı. Sonra, yerli halkın tamamen cephe almasından kendileri de çok tedirgin oluyorlardı.
İşgal kuvvetler komutanı Miralay Max Andrio, şehrin ileri gelenleri ile bir toplantı yapmayı uygun buldu. Bir yazı ile Kahramanmaraş'ın ileri gelenlerine duyuru yapıldı. Bu toplantının Amerikan Koleji'nde olması isteniyordu. Bu toplantıya Kahramanmaraş Müftüsü Tekerekzade Hacı Mehmet Tevfik, Dayızade Hacı Mehmet Emin, İlyas Efendizade, Eytam Müdürü Müderris Hasan Refet, Leblebici Zade Hafız Ali, Şeyh Ali Sezai Efendi, Sarıkatip Mehmet Efendi çağrıldılar. Bu toplantıya çağrılan 7 kişi, konuyu önce müftü efendinin yanında toplanarak konuyu derinlemesine görüştüler. Sonra da Amerikan Koleji'ne giderek Amerika'lı Misyoner Mekalim'le konuştular. Bu sırada Mutasarrıf Ata Bey'de oraya geldi.
İngilizlerin Komutanı: "Türkler'in Ermenilere haksızlık ve zulüm yaptıklarını, bu hususta çok şikayetler aldıklarını, bundan sonra Ermeniler'e yapılan bu gibi hareketlerden sakınmalarını" söyledi.
Türkler adına konuşan Şeyh Ali Sezai Efendi de gerekli cevabı yaptıktan sonra karargahtan ayrıldılar. Yerli halkın akılcı davranışı, tahriklere kapılmamaları, Ingilizlerin de yerli halktan çekinmeleri doğrultusunda pek önemli bir olay olmadı.
Bu sırada İngilizler'le Fransızlar antlaşmaya vardılar. Antlaşma gereği olarak; Musul İngilizler'e verilecek, buna karşılık İngilizler'in Güneydoğu'daki işgal ettikleri topraklar da Fransızlar'a verilecekti. Bu defa İngilizler'in yerine Fransızlar'ın gelmesi, Kahramanmaraş ve Kahramanmaraşlılar için çok daha kötü idi. Çünkü Ermenilerle Fransızlar daha sıkı ilişki içinde idiler. Hemde İngiliz işgal kuvvetleri sekiz aylık işgalleri döneminde Ermenilere yüz vermemişlerdi. Ermenilerin iftiracı bir toplum olduğunu gören İngilizler, önceleri Kahramanmaraş'lı Ermenilere kucak açmışlar. Sonra da arada mesafe bırakmışlardır. Türklerle silahlı çatışmaya girildiği zaman bu durumda Müslüman erlerin Türk tarafını destekleyecekleri de muhakkaktı. Bunu sezen İngilizler, halktan silah toplanmasından ve katı tutumdan vazgeçtiler.
Nitekim, İngilizlerle Fransızların imzalamış oldukları "Suriye İtilafnamesi" gereği İngilizler, Kahramanmaraş'ı terkettiler.
İngilizlerin Kahramanmaraş'ı derhal terketmeleri'nin üç nedeni vardır:
1. 15 Eylül 1919'da Imzalanan "Suriye İtilafnamesi"
2. İngiliz işgal kuvvetleri içerisinde görev alan müslüman askerlerin herhangi bir çatışmada Türkler'i destekleyeceği korkusu.
3. Kahramanmaraş halkının tahriklere kapılmayışı, akıllı hareket etmeleri, ileri gelenlerin anlayışlı ve bilgili olmalarıdır.

_______________________________________________________________________________________________________

Kahramanmaraş'ta Kurtuluş Savaşı Dönemi

Kurtuluş Savaşı`nda Maraş halkı kahramanca düşmanlara saldırmış ve onları yenmişlerdir.****** ise bu davranışa karşılık Maraş iline şimdiki adı ile Kahramanmaraş adı vermiştir.
Halkı direnişe sevk eden olaylar şöyle gelişti:Fransız işgalinin ilk günlerinde Maraş kalesinden Türk bayrağı indirildi.Fakat,halk tekrar astı. Sütçü İmam Olayı:Yolda Müslüman kadınlara taciz eden 3 Ermeni asker civardaki kahvelerden birinin müdahalesiyle karşılaştı.Kahvedekilerden 1 kişi öldürüldü, 1'i de yaralandı. Fakat, Sütçü Ali Hoca (Sütçü İmam) olaylara müdahale ederek 2'sini öldürdü. Direnen Maraş halkı 1920 yılında işgalden kurtuldu. 1921 yılında Ankara Antlaşmasını imzalayan Fransa Antep, Urfa ve Maraş'a unvan verdi.

Maraş Savunması, I. Dünya Savaşı’nin sonlarına doğru Müttefiklerinin yenilmesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Anadolu'nun birçok yeri gibi Maraş'ta işgal altına girmesi ile işgal güçlerine karşı 21 Ocak 1920'de başlayan savunma. 12 Şubat 1920 tarihinde işgalin ortadan kalkması ile sonuçlanmıştır.

1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Anlaşması ile Maraş, Antep, Urfa ve civarı İngilizlere, Musul ise Fransızlara bırakılıyordu. Ancak Büyük Britanya Musul'daki petrol kaynaklar için Fransa ile 15 Eylül 1919'da Suriye İtilafnamesini kabul etti.Buna göre:
Musul İngilizlere
Maraş ve civarı Fransızlara bırakıldı.[1]
İngiliz döneminde pek de önemli bir olay yaşanmadı. Yüzbaşı Hasan Rufai ile Ali Sezai İngilizlerle dost geçindi. Asıl olaylar 15 Ekim 1919'da Fransızlar'ın Maraş'a girmesiyle başlamıştır.

Savaş'ın çıkacağının ilk kıvılcımı 31 Ekim 1919'da Sütçü İmam Olayı ile yaşandı. Fransız askerlerin Uzunoluk Hamamı'ndan çıkan peçeli Türk kadınlarına el uzatmaları sonucunda ayaklanan Türkler Fransızlara saldırmaya çaışssada Fransız askerler, iki Türk'ü yaraladı. Sütçü İmam'ında karşılık vererek Fransızlara kurşun atmasından sonra kısa süreli bir arbede yaşandı.[8] 27 Kasım 1919'da Agop Hırlakyan'ın evinde Fransız komutanı için tertiplenir. Komutanın dansa davet ettiği Ermeni kızı
"Sizinle dans etmekten mazurum. Çünkü kendimi esarette hissediyorum Kale de Türk Bayrağı dalgalandığı sürece, sizinle dans edemem !”
diyerek teklifini kabul etmez. Bunun üzerine kaledeki Türk Bayrağı indirilir.

Fransızlar'ın şehrin kalesindeki Türk Bayrağını indirmeleri, suçsuz kişileri öldürmeleri, Maraş ileri gelenlerini tutuklamaları tepkileri artırdı. Ulu Camii İmamı Rıdvan Hoca ise
“ Kalesinde bayrağı dalgalanmayan ülkede cuma namazı kılınmaz ! ”
sözü, halkı Fransızlar'a karşı harekete geçirdi.Böylece 72 gün boyunca şehrin her yanında savaş çıktı.Savaş sırasında yaşanan en büyük muharebe Türkoğlu Savunması idi. Ayrıca Pazarcık'ta da bir savunma yapılmıştır.Elbistan ve çevresinden de önemli derecede yardım gönderilmiştir[10][11]Daha sonra Fransızlar şehri 11 Şubat 1920'de boşalttı. Fransızlar Islahiye yolunda Kuva-i Milliye saldırılarına uğradı. Böylece 200 kayıp verdi

Savaşın Sonuçları :

  • Fransız askerler, Islahiye tarafına geri çekildi. Hemen ardından Mustafa Kemal ve Kâzım Karabekir birer telgraf çekerek Milli Kuvvetler'in galibiyetini kutladı.

  • Maraş'taki birlikler Urfa'ya yardım olarak gönderildi.

  • Güney Cephesi'nde Kuva-i Milliye'nin kendine güveni arttı.

  • Kurtuluş Savaşı'ndan sonra 5 Nisan 1925'de İstiklal Madalyası ve, 7 Şubat 1973'de Maraş'a Kahraman ünvanı verildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sfturkiye.yetkinforum.com
 
Kahramanmaraş
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Street Fighter Türkiye Fan Sitesi :: Diğer Forumlar :: Konu Dışı-
Buraya geçin: